İZNİK

İZNİK TEKNİK FOTOĞRAF GEZİSİ

Bu fotoğraf gezimizde Bir dönem Bizans’tan Osmanlı’ya birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İznik’e gidiyoruz. Gezi esnasında EDFOD eğitmenleri sorularınızı yanıtlayacak ve çekim tekniklerine dair kısa brifingler verecektir.

 

İznik Tarihi

Burası Bursa’nın belki de en tarihi ilçelerinden bir tanesi. Yerleşim Milattan Önce 5. yy’a kadar dayanıyor. Doğal olarak Roma’dan Bizans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Roma ve Bizans döneminde dini de bir merkez olan İznik, 325 yılında Hıristiyanlar arasında çıkan anlaşmazlıklara çözüm aranan Birinci Konsül’e ev sahipliği yapmış. Bugün burada tüm bu medeniyetlere ait eserleri görmek mümkün. Hatta öyle ki bazı eserlerde bunlar iç içe geçmiş. İlçedeki tarihi kapı ve surlarda antik tiyatroya ait parçalar da gözlerden kaçmıyor mesela. Ya da Ayasofya Orhan Camii de bu tür farklı medeniyet izlerini bir arada görebildiğimiz nadide yapılardan bir tanesi.

 

Burası tarihte 4 medeniyete başkentlik yapmış bir yer. Ayrıca tarihte ilk defa altın paranın basıldığı yer olması nedeniyle “Altın Şehir” diye de anılıyor. Tarih kitaplarında Orhan Gazi’nin 1331’de burayı aldığı söylense de buraya Orhan Gazi 1320’de gelip görüyor ki İznik savaşarak fethedilebilecek bir yer değil. Zira şehir çift sıra kalın surlarla çevrili. Bursa da bile bu denli büyük uzun surlar yok. Bunun üzerine bir strateji geliştiriyor. Şehrin kapılarının olduğu tepelere paşalarını yerleştirip burayı 11 yıl boyunca abluka altında tutuyor. Buraya ne dışarıdan giriş, ne içeriden çıkış oluyor. Bu sırada Bursa’yı, Orhan Gazi fethediyor ve Rumlar Osmanlı’dan kendilerine bir zarar gelmediğini görüyor. Bunun üzerine 1331’de burayı Orhan Gazi’ye savaşmadan hediye ediyorlar.
 

İznik’te Gezilecek ve Görülecek Yerler

Öte yandan burası gezi anlamında oldukça kompakt bir yer. Gezilecek yerlerin neredeyse birçoğu birbirlerine yürüme mesafesinde.


İznik şehir planı bir haç şeklindedir. Bu haçı oluşturan 2 ana cadde var: Yukarı doğru olan Kılıçarslan Caddesi ve onu kesen Atatürk Caddesi. Şehir 4 ana kapı (İstanbul, Yenişehir, Lefke ve Göl) ve 22 tane de küçük kapıya sahip. Kralın kullandığı özel bir yolu var. Diğer gariban vatandaşlar ise küçük kapılardan şehre giriyorlar. Bu kapıların yolları toz içinde. O dönem askerler şehre girenlerin ayakkabılarını kontrol ediyor. Ayakkabıları kirlenmediyse onların Kral Yolu’nu izinsiz kullandıklarını anlayıp onları alıkoyuyorlar.
 

Ayasofya (Orhan) Camii
 

Batı Roma İmparatorluğu 4. yy’da bir ibadethane’nin temelleri üzerine burayı inşa ediyorlar. Ondan öncesinin Perslere kadar dayandığı iddia ediliyor. Burası Hristiyan Konsüllerinin toplandığı dönemin önemli bazilikalarından bir tanesi.

 

Osmanlı’nın fethi sonrasında camiye dönüştürülüyor. Onun ise ilginç bir hikayesi var. Orhan Gazi burayı alınca, kıble yönünden Yenişehir Kapı’dan şehre giriyor. Kendisine cami yapmak için yer göstermelerini isteyince, ona kılıç hediyesi olarak Ayasofya’yı veriyorlar.


O İstanbul’da olduğu gibi mozaikleri kazımak yerine sadece üstlerini sıva ile kapatıyor. Burası 1920 yılına kadar cami olarak kullanılıyor. Bir dönem deprem ve yangın da yaşayan camii Kanuni’nin emri ile Mimar Sinan tarafından restore ediliyor. Bu sırada camiyi genişletip hem nem rutubeti dengeleyecek hem de akustiği geliştirecek dokunuşlar yapıyor. 1920’de Yunanlılar İznik’i işgal edince Batı Roma ve Osmanlı’ya dair ne kadar eser varsa yakıp yıkıyorlar. Çok yağmurlu havalarda derin derin soluduğunuzda Ayasofya Camii’nde hala o sis kokusu alınıyor. 2007 yılında yeniden restore edilip ibadete açılıyor.
Camiinin içerisinde 4 medeniyete ait izler görülebiliyor. Minare Selçukluya ait bir mimari ile onaltıgen olarak yapılmış. Camiinin içerisinde Batı Roma’ya ait büyük taşlar da bulunuyor. Batı Roma’da taşları üst üste koyarak bina inşa ediyorlar. Tuğla yöntemi Bizans döneminde başlıyor. Kemerler ise Osmanlı’ya ait.

 

Öte yandan bu cami ile ilgili en ilginç noktalardan biri de zamanında burasının şehrin en yüksek noktası olmasına rağmen şimdi merdivenle caminin seviyesine inilmesi. Yıllar içerisinde şehirde yaşanan depremler ile yeni yapılar eskilerinin üstüne inşa edilmiş ve şehir yükselmiş. Şehrin en eski yapısı ise doğal olarak diğer yapılara göre aşağıda kalmış.



 

II Murad Hamamı (Hacı Hamza Hamamı)

 

Ayasofya Camii’ne 2 dk yürüme mesafesinde yer alan bu hamam 15. yy’da inşa ettirilmiş. Bugün hala hamam olarak kullanılıyor. Bazı günler kadınlara bazı günler de erkeklere hizmet veriyor.
 

Süleyman Paşa Medresesi

 

Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Şah tarafından 14. yy’da yaptırılmış olan Osmanlı’nın ilk medresesi, ayrıca İznik’te ayakta kalmış en eski Osmanlı medresesidir. Zamanında Orhan Gazi burayı oğlu müderris olduğu için kuruyor. En önemli rektörlerinden biri Davud-u Kayseri. Burası zamanında hukuk fakültesi olarak kullanılıyormuş. 10 tane dersliği 1 tane de öğretmenler odası var. 19 kubbesi açık avlulu ve Roma dönemindeki sütunlar devşirme ama mimarisi tamamen Osmanlı’ya ait bir yapı.  2001 yılından beri de İznik Çinisi satın alabileceğiniz 10 atölyeye ev sahipliği yapıyor. Ayrıca içeride ufak şirin bir de kafe yer alıyor.

 

Hacı Özbek Camii
 

Halk arasında Çarşı Camii ve Çukur Camii olarak da bilinen Hacı Özbek Camii 1333 yılında inşa edilmiş. Klasik Osmanlı camilerinden biri olan Hacı Özbek Camii 8 metre çapında bir kubbeye sahip.
 

Eşrefzade Camii

 

Hacı Özbek Camii’nin hemen yanında yer alıyor. Adını bulunduğu Eşrafzade Mahallesi’nden alan bu camii II Beyazıt’ın oğlu Şehinşah’ın eşi Mükrime Hatun tarafından 16. yy’da yaptırılmış. Camii ve türbenin duvarları IV. Murad tarafından çinilerle kaplanmış. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından tamamen yıkılan camii 1950 yılında aslına benzer boyutlarda yeniden inşa edilmiş.
 

İznik’in Tarihi Kapıları

 

İlçenin sembolü olan tarihi kapılar İmparator Vespasianus Titus dönemlerinde yapılmış. 123 yılında esaslı bir onarım görmüş. Kentin şuan ayakta kalmayı başarmış en görkemlileri, İstanbul, Lefke, Yenişehir kapıları. Göl Kapısı ise biraz yıkık durumda.
 


İznik Roma Tiyatrosu

 

Göl kıyısına kurulmuş olan Antik Roma tiyatrosunun yaklaşık milattan sonra 1. yy’da inşa edildiği tahmin ediliyor. Burada hala arkeolojik çalışmalar olduğu için ziyarete açık değil. Ancak dışarıdan bakma şansınız var. 
 

Yeşil Camii


Osmanlı mimarisinin ilk örneklerinden biri olduğu için İznik gezilecek yerler listenize dâhil edebileceğiniz Yeşil Camisi’nin inşası, I. Murat’ın sadrazamı Çandarlı Halil Paşa tarafından başlatılmış. Sadrazamın 1387’de ölümünün ardından, 4 tarafı surlarla kaplı ilçenin doğusundaki Lefke Kapısı’na yakın konumdaki yapı, oğlu Çandarlı Ali Paşa tarafından tamamlatılmış. Yapıldığı ilk yıllarda dini yapı bir külliye olarak anılsa da medrese ve hamam bölümleri günümüze sadece harabe olarak ulaşabildiği için bu özelliğini kaybetmiş. Caminin en etkileyici kısımlarını turkuaz, yeşil, mor çinilerle süslü minaresi ve Osmanlı’da bir ilk olan mermer mihrabı oluşturuyor.
 


Şeyh Kutbettin Camii

 

Yeşil Camii’nin hemen karşısında yer alan bu camii II. Beyazıt’ın vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından 15. yy’da yaptırılmış. Camii’nin kuzeydoğu tarafında ilçenin en önemli alimlerinden biri olan ve camiye adını veren Şeyh Kutbeddin yatıyor.
 

İznik Müzesi


Şeyh Kutbeddin Camii’nin hemen yanında yer alan İznik Müzesi, Sultan Orhan Gazi’nin eşi tarafından 1388 yılında bir zaviye ve imarethane olarak yaptırılmış. Bugün müzenin bahçesi ciddi sayıda Roma eserleri ile dolu. Helenistik dönemden Roma’ya, Emevilerden Selçuklulara kadar pek çok uygarlığa ait eserlerin bulunduğu bu müze Osmanlı’da T planına sahip ilk yapı olarak da ayrıca bir öneme sahip.
 

Kırgızlar Türbesi

 

Yenişehir Kapı yakınlarında yer alan bu yapı Osmanlı’ya ait belki de en farklı yapılardan biri. Şehrin fethinde gösterdikleri kahramanlıklardan dolayı Kırgızlar için Orhan Gazi tarafından yaptırılan bu türbede biri çocuk olmak üzere 7 lahit bulunuyor.
 

Abdülvahab Sancaktari Türbesi


Bu türbe şehrin fethi sırasında sancaktarlık görevini ifa ederken şehit düşen Abdülvahab Sancaktari adına fetihten sonra yapılmış. Bugün İznik manzarasına tepeden en güzel bakılan yer de burası.
 

İsmail Bey Hamamı


İstanbul Kapısı’nın yakınındaki İsmail Bey Hamamı’nı, gezginler mimari açıdan alanındaki en başarılı örneklerden biri olduğu için İznik gezilecek yerler listelerinde bulunduruyor. Uzun süre bakımsız kaldığı için bütünlüğünü koruyamamış olan hamamın 14. ve 17. yüzyıllar arasında inşa edildiği düşünülüyor. K. Klinghardt tarafından keşfedilen yapının turizme kazandırılmasında Ali Saim Ülgen ve Katharina Otto-Dom’un çalışmaları etkili olmuş. Çevresinde yapılan kazı çalışmaları sayesinde tarihi hamamın su yolu ve kazan dairesi gün yüzüne çıkartılmış.
 

Aziz Tryphonos Kilisesi


Atatürk Caddesi üzerinde yer alan Aziz Tryphonos Kilisesi, adını aldığı din adamını onurlandırmak için Bizans İmparatoru II. Theodoros Laskaris’in emriyle 1255-1256 yılları arasında inşa edilmiş. Tasarım açısından İstanbul’daki Kariye Kilisesi ile benzerlikler gösteren dini yapı, günümüzde harap durumda olmasına rağmen ilçeye gelen gezginlerin yoğun ilgisini çekiyor. Kilisenin popüler hale gelmesinin en büyük nedenini, ayakta olduğu dönemdeki görkemini yansıtan geometrik desenli mozaikler ve granitten yapılmış sütunlar oluşturuyor.
 

Koimesis Kilisesi


Kitabesinden ve bazı sütun başlarındaki monogramlardan anlaşıldığı kadarıyla Koimesis Kilisesi, 8. yüzyılda Piskopos Hyakinthos tarafından yaptırılmış. “Koimesis Tes Theotokos” olan tam adı, “Hz. Meryem’in ölümü” veya “Hz. Meryem’in göğe yükselmesi” anlamlarına gelen yapının kalıntılarını Atatürk Caddesi’ne açılan Yakup Çelebi Sokağı’nı ziyaret ederek inceleyebilirsiniz. Toprak altındaki bölümleri, 1950’li yıllarda İznik Müzesi tarafından gerçekleştirilen kazılarla gün yüzüne çıkartılan kilisenin orijinal halini ise sanat tarihçileri tarafından 1912’de çekilmiş fotoğraflarda görebilirsiniz.
 

Nikaia Antik Kenti


Zengin tarihe sahip ilçede geçireceğiniz tatil için oluşturduğunuz İznik gezilecek yerler listesinin son sırasında, İlkçağ’da kurulmuş Nikaia Antik Kenti’ne yer verebilirsiniz. M.Ö. 4. yüzyılda tarih sahnesinden silinen kent, adını Kral Lysimakho’nun eşinden almış; ancak Roma halkı bu ismi tanrılarıyla özdeşleştirmiş. Bithinya havarilerinden Petrus’un çabalarıyla Hristiyanlık inancını benimseyen antik kentin halkı, arkalarında su yolları, kent surları tiyatro ve kiliseler bırakarak bölgeden ayrılmış. Kentteki Senatus Sarayı ayrıca Hristiyanlık için çok önemli olan 1. Konsül’ün toplantısına ev sahipliği yapmış.

PROGRAM 
06:00 Hareket (Edremit Finansbank Önü)
09:30 İznik’e varış
19:00 İznik’tden Hareket
22:00 Edremit’e varış


Gezi Katılım Bedeli: Dernek üyeleri için **** TL., üye olmayanlar için **** TL. (Elden/nakit ödemeler)
Dernek üyeleri için *** TL., üye olmayanlar için **** TL. (Kredi kartı ile ödeme)


Ücrete dahil Olanlar: Ulaşım, rehberlik, fotoğraf danışmanlığı.
Ücrete dahil olmayanlar: Öğle yemeği, kişisel harcamalar.


Fotoğraf Danışmanı: Özcan Şimşek – 505 3865302


KATILMAK İÇİN
Özcan Şimşek
505 386 5302


KREDİ KARTI İLE ÖDEMEK İÇİN

    

Bizi arayın